2018’de Dünyanın En İyi İşverenleri Çıtayı Yükseltiyor
Dünyamız inanılmaz bir hızda değişiyor ve bundan 20 yıl önce mükemmel, inovatif ve çığır açıcı nitelikte olarak değerlendirdiğimiz her şey değişti. Bu durum sadece teknolojik araçlar ve günlük tüketim maddeleri için değil, iş yerlerimiz için de geçerli.
Bu sebeple Great Place to Work® dünya çapında en iyi şirketleri değerlendirme ve ödüllendirme metotlarını geliştiriyor. A Great Place to Work For All adlı yeni kitabımızda detaylı anlatıldığı üzere, yeni bir modelimiz ve misyonumuz var. Misyonumuz, şirketlerin bireylere inovasyon için ilham vererek ve liderleri ile organizasyon değerlerine bağlılıklarını artırarak insan potansiyelini maksimize etmelerine yardımcı olmak. İş gücündeki her bir çalışan için mükemmel bir iş yeri oluşturmayı hedefleyen şirketleri ortaya çıkarmak için odağımızı değiştirdik. Artık ölçümlediğimiz bileşenler şunlar:
• Güven
• Değerler
• Liderlik Etkinliği
• İnsan Potansiyelini Maksimize Etme
• Herkes için İnovasyon
• Finansal Büyüme
Bu yılın Dünyanın En İyi İşverenleri listesi, motive eden, ilham veren ve kendilerini geliştirdikleri için çalışanları ödüllendiren güçlü liderleri ve dahil edici kültürleriyle yeni çağın öncüleri olan şirketleri ön plana çıkarıyor. Bu 25 şirket geleceği kucaklayabilmek için kültürlerini sürekli geliştiriyor
Müşteri Deneyimi İnovasyonu ve Her Seviyeden Çalışanı Güçlendirme
Adobe, dünya çapında çalışanların mükemmel işler yapmalarına sunduğu destekle ve dizayn odaklı ürün tasarımlarıyla tanınıyor. Bunu başarabilmesinin en önemli sebeplerinden biri, süreçleri sürekli olarak müşterinin bakış açısından görebilmesi. Şirket, “Experience-athon” adlı yeni bir etkinlik düzenlemeye başladı. Experience-athon etkinliğinde ürün ekiplerinden biri, yeni veya güncellenmiş bir ürünü diğer çalışanlara sunup denemelerini istiyor. Sonrasında ürün ekibi çalışanların tepkilerini ölçüyor, geri bildirimlerini topluyor ve bunlardan yola çıkarak üründe gerekli değişiklikleri sağlıyor. Çalışanlar için bu deneyim, son tüketicinin deneyimini anlamalarına olanak sağlıyor ve müşteri problemlerinin çözümünde kritik düşünebilmelerine katkıda bulunuyor.
Çalışanlardan biri, bu uygulamanın değerini ve etkilerini şöyle ifade ediyor: “Experience-athon’un üç temel faydası var: Çalışanlar için müşteriyle empati kurabilme yeteneklerine katkı sağlıyoruz. Ürün için spesifik hataları ve olabilecek istekleri belirliyoruz. İşimizin geleceği için iç farkındalık ve aktif destek oluşturuyoruz. Bu, paha biçilemez.”
Adobe çalışanları, anlamlı deneyimler yaratmak için müşteriyle empati kurabilme yetenekleri güçlendiriyor.
Adobe, sadece özel etkinlikler süresince değil, tüm zamanlarda inovasyonun her şeklini, her seviyede destekliyor. Örneğin stajyerlerini tutkularını keşfetmeleri için destekliyor ve işe anlamlı katkılarda bulunmak, gelişmek ve büyümek için gereken kaynakları sağlıyor. Şu anda Adobe araştırma ekibinin ilk Donanım Araştırma Mühendisi olan Rhodes, ilk görevine bir stajyer olarak başlamıştı. Yeni fikirleri denemek için gördüğü destek, onu ekibin kalıcı bir parçası haline getirdi. Stajyerlikten araştırma mühendisliğine yaptığı bu yolculukta tutkularını keşfetmek için Adobe’dan hep tam destek aldı.
Liderler Geleceğe Bakıyor ve İnsanlara İlham Veriyorlar
Mükemmel bir şirketin ayırt edici özelliklerinden en önemlisi, gelecekle ilgili net bir bakış açısına sahip olan ve buna nasıl ulaşacağını bilen güçlü liderlerdir. Böyle bir lidere en iyi örneklerden biri de Cadence CEO’su Lip-Bu Tan. Çalışanlar Lip-Bu’nun dahil edici ve ilham verici liderlik stilini bu şirkette çalışmayı sevmelerinin sebeplerinden biri olarak gösteriyorlar. Meydan okuyan projeler ve ödüllendirici etki de bununla birlikte gelişiyor çünkü Lip-Bu çalışanların günlük eforlarını şirketin genel başarısıyla net bir şekilde bağdaştırıyor.
Gurur duyan Cadence çalışanları, şirketin ödüllü kültürünü kutlarken.
Lip-Bu ve üst yönetim ekibi (EMT) üç ayda bir yapılan Cadence Quarterly toplantılarında çalışanlarla iş stratejilerini paylaşıyor ve onları süreç içindeki gelişmelerden haberdar ediyorlar. Şirket Yüksek Performans Kültürü uygulamasını başlattığında ve hedefini Sistem Tasarımı Etkinleştirmesi’ne kaydırdığında, kıdemli yöneticiler her seviyede stratejik tutarlılığı korumak ve tüm çalışanları hedefe uyumlamak için mükemmel bir çaba gösterdiler.
Bu yaklaşım çalışanlar tarafından minnetle karşılandı. Ekip üyelerinden bir yorum: “Yüksek Performans Kültürü büyük bir yankı yaptı ve her bir liderin bunu nasıl yüceltip işimizle bağlantılı hale getirdiğini gördüm. Her şey oldukça şeffaftı. Mükemmel!”
Yeni çalışanlar bu kültürü yeni bir soluk olarak görüyor: “Cadence’a yakın zamanda katıldım ve üç ayda bir yapılan toplantılar eski şirketime kıyasla mükemmel bir değişimdi. Anahtar grupları takdir etmek ve kutlamak, operasyon sonuçlarını açıklamak için çaba göstermek, toplantıya bir tema oluşturmak ve motive edip ilham vermek için anekdotlar anlatmak… Bunlar benim için gerçekten çok mutlu edici şeyler. Mükemmel!”
Dahil Etmeyi Hedefleyen Kültürler, Performansı Artırıyor
EY hem şirket içinde hem şirket dışında çeşitlilik ve dahil etmeye verdiği önemle tanınıyor. Yüksek performanslı global bir kültürü korumak ve yaşatmak için dahil etme ve çeşitliliğin kritik önemi şu sözlerle ifade ediliyor:
"Çeşitlilik dediğimizde her birimizi benzersiz yapan özelliklerden bahsediyoruz. Dahil etme ise bu farklılıklara değer vermek ve bunlar sayesinde herkesin elinden gelenin en iyisini ortaya koymasını sağlamak. Daha iyi bir dünya inşa etme amacımız sadece tek bir şirkete ya da sektöre özgü değil. Hem ABD çapındaki hem de dünyadaki tüm ofislerimizde vizyonumuzu gerçeğe dönüştürebilecek liderleri arıyor ve geliştiriyoruz."
EY, LGBT haklarının, disiplinlerarası tüm kadın profesyonellerin haklarının savunucusudur ve Paralimpik Olimpiyatları gibi etkinliklere sponsor olmaktadır. EY, aynı zamanda Yetenek İnovasyon Merkezi’nin araştırmalarını desteklemektedir. Bu araştırmalar ırkın (özellikle siyahi Amerikalıların) dahil olma ve işten ayrılmalarını nasıl etkilediği; çalışanlar ve yöneticiler arasında iletişim eksikliğinin güveni, bağlılığı ve takım dinamiklerini etkileyip etkilemediği; iş yeri dışında ayrımcılığa karşı gelmemenin iş yerindeki başarıyı etkileyip etkilemediği gibi alanlara yoğunlaşmaktadır.
EY’da Inclusion in Action etkinliği
Dahil edici bir öğrenme ortamını teşvik eden ve çalışanların birbirlerinden öğrenmelerine olanak tanıyan tersine mentörlük programlarından biri, Access Abilities çalışan ağı tarafından yürütülüyor. Çiftler mentörlük alanların öğrenme sürecini optimize edebilmek ve mentörler için değerli kariyer bağlantıları oluşturabilmek için stratejik olarak seçiliyor. Örneğin tekerlekli sandalye kullanan bir yönetici, Toronto yönetici ortağına mentörlük etti; böylece ofisin geçireceği büyük bir yenilenme sürecinde engelli erişimini de göz önünde bulundurmasını sağladı. Bu işbirlikleri katılımcıların diğerlerinin bakış açısını anlamasını sağladı ve davranışların pozitif yönde değişmesine katkıda bulundu.
Güçlü Değerler Kültürü Yüceltir
Bir aile şirketi olan Mars’ta iş stratejisinden performans yönetimine yapılan her şeyin temelini oluşturan beş prensip vardır: Kalite, sorumluluk, karşılıklılık, etkililik ve özgürlük. Bu prensipler organizasyonun temelini oluşturur ve tüm iş ortaklarının bu kültüre uyum sağlaması ve yayması beklenir.
Çalışanlardan biri, beş prensibin Mars’taki tecrübesini nasıl etkilediğini ve organizasyonla beraber büyüme hevesini nasıl artırdığını şöyle ifade ediyor:
"Üniversiteden mezun olup iş aramaya başladığımda, öyle bir ofiste çalışmak istiyordum ki, içeri ilk girdiğimde tıpkı üniversitenin kapısından ilk girdiğim andaki gibi oraya ait hissetmeliydim. Mülakatımda her şey beş prensip üzerine kuruluydu. Mülakata ilk geldiğimde, bu beş prensibin değil bir şirkette, küçük bir ofiste bile bu kadar büyük rol oynayabileceğini düşünmüyordum. Görüşmede bu prensiplerin benim buraya uygun bir çalışan olup olmadığımı belirlemede çok önemli olduğunu gördüm. Ofis turu yaparken o ait olma hissini yaşadım. Kendimi burada kısa süreli değil, uzunca bir süre ve gelişirken, öğrenirken görebiliyordum."
İnsanlar (ve yavru köpekler!) Mars’ta beş prensibe göre yaşıyorlar.
Mars’ın beş prensibinin özünü en iyi yansıtan ve en sevilen programlarından biri, Fark Yarat ödül programı (Make the Difference – MTD). MTD işlerine nadir görülen inovasyonlar ve inisiyatifler getirerek bu beş prensibi yansıtan kişileri kutluyor. Bir kişinin ya da bir fikrin, ne kadar küçük olursa olsun veya hangi seviyede olursa olsun, tüm organizasyon ve şirketin hizmet ettiği tüm alanlar üzerinde büyük bir etkisi olabileceğini vurguluyor.Kişilere odaklanınca karlılık da artar.
Kişilere odaklanınca karlılık da artar
1999 yılı civarlarında Marcos Galperin Arjantin, Buenos Aires’te Mercado Libre’yi kurdu. O zamanlar kurucu ekibin tek bir hedefi vardı; kişiler her zaman birinci önceliktir. İlk yıllarda Sebastian Fernandez Silva tarafından yönetilen İnsan Kaynakları birimi (hala onun tarafından yönetilen hemen hemen aynı kişilerden oluşan ekip var, sadece artık daha büyükler) Great Place to Work ile işbirliği yaparak çalışanların hedefledikleri deneyimi edindiklerinden emin olmak istediler ve sonuçlar gösterdi ki Arjantin’in En İyi İşverenleri listesinde en üst sıralardalar.
Bu deneyimden sonra ülke dışına açılmayı hedeflediler ve çabalar meyvesini verdi: Brezilya, Kolombiya, Meksika ve Peru’da bir numaralı online ticaret aracısı oldular. Bir sonraki hedefleri NASDAQ’ın bir parçası olmaktı. Aynı yıl ana merkezlerinin bulunduğu Arjantin’de bir numara oldular ve aynı zamanda NASDAQ100’e de girdiler.
Her şeyin temelinde güven yatar
Otuz yıl boyunca dünya çapında endüstrisi, büyüklüğü ve ülkesi fark etmeksizin binlerce şirketin iş yeri kültürünü inceledik ve konu mükemmel bir iş yeri oluşturmaya geldiğinde en önemli faktör hep aynı çıktı; güven. Çalışanlar liderlerine ve iş arkadaşlarına güvendiklerinde inovasyon ve finansal başarı artarak devam eder.
DHL, güveni inşa etmenin iki yönlü olduğunu biliyor ve çalışanlarını ellerinden gelenin en iyisini yapmaları için güçlendirirken liderlik seviyesinde de şeffaflık ve erişilebilirliği korumak için çalışıyor. Birleşik Arap Emirlikleri’nden bir çalışan şöyle diyor: “Bu şirket gerçekten de her seviyeden çalışanını güçlendiren bir şirket. Çalışanların sesi %101 duyuluyor. En tepedeki yöneticilere rahatça ulaşılabiliyor, önerilere açıklar ve ne zaman ihtiyacınız olsa size yardımcı olmaya %101 hazırlar.”
DHL çalışanları güven çıtasını yükseltiyor.
Bu yılın bir numaralı şirketi Salesforce için güven o kadar önemli ki, güven onların temel değerlerinden biri. Bu değerler, sadece sözden ve duvardaki posterlerden ibaret değil. Gün be gün yaşanıyor, üst yönetim tarafından modelleniyor ve tüm çalışanlar tarafından paylaşılıyor. ABD ekibinden bir çalışan, bu değerlerin işe nasıl katkıda bulunduğunu anlatıyor: “Temel değerlerimiz güven, büyüme, inovasyon ve eşitliktir. Her biri üzerinde yoğunlaşılır ve bunun başlangıcı, her bir çalışanın ailenin veya bizim Hawaii’de dediğimiz gibi, kan bağı olmasa da aile olan Ohana’nın bir parçası olduğunu vurgulayan üst yönetimdir. Salesforce’un kapıları herkese açıktır.”
Dünyanın En İyileri Şimdi ve Gelecekte Çıtayı Yükseltmeye Devam Ediyor
Dünyanın En İyi İşverenleri 2018 listesine girmeye hak kazanan 25 şirketi canı gönülden kutluyoruz. Bu organizasyonlar hepimize insanlar, işimiz ve dünya için daha iyi olma konusunda ilham veriyor.
