Yüksek güven kültürüne sahip iş yerleri; çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) hedeflerine ulaşmada en başarılı şirketler olacak. Peki, bu süreçte çalışanlarınızın katılımını nasıl sağlayabilirsiniz?
Sürdürülebilirlik, küresel bir iş zorunluluğu haline geldi. EY'nin yakın tarihli bir anketine göre, küresel kurumsal yatırımcıların onda dokuzu (%90), şirketlerin ESG kriterlerini dikkate almadığında yatırımlarını revize ediyor ve değişen iş dünyasında, liderler iş yerlerini geleceğe hazır hale getirmek için yeşil enerjiye yatırım yapma ihtiyacı duyuyor.
Müşteriler de daha fazla sürdürülebilirlik talep ediyor. Yakın zamanda yapılan bir Deloitte araştırması, katılımcıların %67'sinin sürdürülebilir bir ürün için %41'e kadar daha fazla ödeme yapacağını ortaya koydu. Bu eğilim özellikle genç tüketiciler arasında oldukça fazla.
Sürdürülebilirlik, iş dünyasının geleceği olarak kendini hissettiriyor. Bu süreçte başarılı olmak için, tüm çalışanlarınızın sorunları çözmek ve çözüm bulmak için dahiliyetlerine ve enerjik olmasına ihtiyacınız olacak.
Yeni nesil liderler
İklim ve sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için liderlerin değişmesi gerekiyor.
Great Place To Work®'ün çeşitlilik ve inovasyon sorumlusu Tony Bond, "Her zaman Sürdürülebilir kalkınma hedeflerine nasıl ulaşacağımızı düşündük, ancak bu hedeflere ulaşmak için gerekli olan çalışanlar ve liderlik hakkında nadiren konuşuyoruz" diyor.
"Bir lider, çalışanların gelişebileceği bir ortam yaratır ancak aynı zamanda büyük liderlik ve sürdürülebilir kalkınma girişimlerine liderlik etme yeteneği ile de bir ilişki vardır."
Sorunun merkezinde, Great Place To Work®'ün prestijli çalışan anketi aracılığıyla ölçtüğü güven kültürü yer alıyor. Çalışanlar ve liderler arasında güven yoksa, çalışanlar şirketlerin sürdürülebilir olmayan iş uygulamaları konusunda karşılaştıkları riskleri ele almak için öne çıkmaz yada istekli olmazlar.
Bond: "Yapılmakta olan bazı iş uygulamalarında veya ürünlerde yer alan risklere karşı lideri uyarmak için en iyi konumda kim var?" diye soruyor. Cevap: "Çalışanlar."
"Çalışmak için harika bir yer yaratmıyorsak, çalışanların bu bilgileri paylaşma olasılığı nedir?"
Sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için iş yerlerinin güven inşa edebilen liderlere ihtiyacı vardır.
"Dünyada yaklaşık 3,4 milyar insan bir iş yerinde çalışıyor. Oradan başlasak ve çalışanların çalıştıkları yerde onlar için harika bir ortam yaratsak mantıklı olmaz mıydı?"
- Tony Bond, Great Place To Work® Çeşitlilik ve İnovasyon Direktörü
Hızlı bir şekilde değişiklik yapmak
Sürece hızlı şekilde uyum sağlayabilen şirketler, enerji dönüşümü ve iklim değişikliğinin yarattığı tehditler arasında kazanmak için en iyi konumda olacaklar. Araştırmamız, yüksek güvene sahip iş yerlerinin rakiplerinden çok daha hızlı bu sürece adapte olacağını gösteriyor.
Great Place To Work-Sertifikalı™ şirketlerde çalışanların %82'si, iş yerlerindeki çalışanların değişime hızla uyum sağladığını söylüyor. Standart bir iş yerinde, yalnızca çalışanların %61'i şirketlerinin değişime hızla uyum sağladığını belirtiyor.
Çevikliğin en büyük itici gücü, bir çalışanın yöneticileri ile olan deneyiminden kaynaklanmaktadır. Çalışanlar, liderlerinin onlara ekstra çaba göstermeleri için ilham verdiğini söylediğinde, çevik olma olasılıkları %58 daha yüksektir. Liderler şirket geleceği için net bir vizyona sahip olduklarında, çalışanların çevik olma olasılığı %37’dir. Liderlerin görevleri ve kaynakları yetkin bir şekilde atadığını söylediklerinde ise bu oran %33’tür.
Netlik, amacın kilidini açar
Etkili liderlik, amaca yönelik çalışmanın iş başarısını da artırmayı sağlar.
Harvard Business School ile yapılan bir çalışmada, Great Place To Work® verileri, amacı benimsemenin ancak çalışanlar liderlerinden net bir yönlendirme aldığında daha güçlü iş performansına yol açtığını gösteriyor. Çalışanlar anlamlı bir çalışma ve beklentilerini açıkça ortaya koyan bir liderlik bildirdiğinde, şirketler piyasadan %6,9 daha yüksek borsa getirileri gördü.
Araştırmayı kaleme alan yazarlar, "Bu son bulgu, şirketler içinde etkili bir orta yönetici katmanını teşvik etmenin mutlak önemini vurguluyor" diyor. "Şirketin vizyonunu benimseyen ve iş yerini doğru yönde yönlendiren günlük kararlar alabilenler liderlerdir."
Harika iş yerleri, hem bir vizyon belirleyebilen hem de organizasyon genelinde orta yönetimin mesajlarını iletebilmesini ve çalışanları güçlendirebilmesini sağlayabilen liderlere sahiptir.
Great Place To Work-Sertifikalı iş yerlerinde, çalışanların %81'i yönetimin şirketin geleceği için net bir vizyona sahip olduğunu söylerken, bu standart iş yerlerinde sadece %59'dur.
Çalışan kaynak grupları yenilik sunuyor
Çalışanların sürdürülebilirlik konusundaki katılımını sağlamak için etkili olan bir araç var mı? sorusunun cevabı net: Çalışan Temsilci Grupları ( ERG )
ERG'lerin üyeleri genellikle organizasyonu geliştirmeye ve iş zorluklarının çözülmesine yardımcı olmaya kendini adamış, yüksek düzeyde bağlı çalışanlardır. Araştırmamız, harika iş yerlerindeki ERG üyelerinin, üye olmayanlara göre yönetim ekiplerine güvenme olasılıklarının %30 daha fazla olduğunu ve bu da sürdürülebilirlik hedeflerinde gelecekteki başarının önemli bir göstergesi olduğunu ortaya koyuyor.
ERG üyeleri aynı zamanda çok önemli sesler olabilir ve organizasyonların politikalarını değerlendirirken yeterince temsil edilmeyen demografiden haber almalarını sağlarlar. Çevre Koruma Ajansı'na göre, artan küresel sıcaklıklar ve çevresel tehlikelerin yarattığı krizler, en çok sosyal açıdan savunmasız grupların etkileneceğine dikkat çekiyor.
ERG'lerinden yararlanabilen şirketler, sürdürülebilirlik uygulamaları için değerli iç görüler ve bağlamlar elde edebilecek ve çabalarının iklim değişikliğinin en kötü sonuçlarıyla karşı karşıya kalan topluluklar için istenen etkiye sahip olmasını sağlayacaktır.
İşe gidip gelmeyi, çevreci hale getirmek
Uzaktan çalışma imkanı sunmak, sizce iş yerinizi enerji konusunda verimli hale getirmenin bir yolu mu?
Bospar tarafından yapılan yeni bir anket, evden çalışanların üçte ikisinin karbon ayak izlerini azaltmak için proaktif önlemler aldıklarını söylediğini ortaya koydu. Ofise gidip gelenlerin %66'sı araba kullanırken, sadece %7'si toplu taşıma kullanıyor.
Aynı ankete katılanların dörtte üçünden fazlası (%77) evden çalışmanın gezegen için daha iyi olduğunu belirtiyor ve Z kuşağının %58'i ve Y kuşağının %52'si, çalışanların işe gidip gelmelerini zorunlu kılarken Dünya Günü'nü kutlama fikrinin samimiyetsiz olduğunu söylüyor. Bu inancın nedenleri, ulaşım ve ofis binalarından kaynaklanan karbon emisyonlarının artması (%63) ve iş yeri ortamlarında tehlikeli madde kullanımının artması (%58) idi.
Liderler için ipuçları
Organizasyonunuz genelinde sürdürülebilirliği teşvik etmek mi istiyorsunuz? Verilerimiz aşağıdaki alanlara odaklanabileceğinizi söylüyor:
1. Netliğe odaklanın
Sürdürülebilirlik hedeflerinizin özünde iş sonuçlarına ve şirket değerlerine bağlı olduğundan emin olun. Kendinize Sorun: Organizasyonumuz en büyük etkiyi nerede yaratabilir? Net ve etkili liderliğe sahip şirketler, amaca olan bağlılığın daha yüksek iş performansı sağladığını görüyor.
2. Her çalışanı sürdürülebilirliğe dahil edin
Çalışan Temsilci Grupları (ERG), organizasyon genelindeki sorunların üstesinden gelmek için yüksek düzeyde başarı sağlar ve çeşitli çalışan popülasyonları sağlayarak sürece katkı sağlar. ERG'leriniz mevcut sürdürülebilirlik uygulamalarınızın SWOT analizini yapabilir mi veya sürdürülebilirlik konusunda liderlik toplantılarına katılabilir mi? Sürdürülebilirlik metriklerini ERG grupları için bir KPI haline getirmeyi düşünün.
3. Güvene yatırım yapın.
Organizasyonunuz harika bir iş yeri haline gelerek, çalışanlar ve topluluklar üzerinde derin bir etkiye sahip olabilir. Dünyadaki her şirket yüksek güven kültürüne sahip olsaydı, Dünya Birleşmiş Milletler tarafından belirlenen 17 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefine doğru önemli adımlar atabilirdi.
Bond, "Dünyada yaklaşık 3,4 milyar insan bir iş yerinde çalışıyor. Oradan başlasak ve çalışanların çalıştıkları yer için bu harika ortamı yaratsak mantıklı olmaz mıydı?" diyor.
Herkes harika bir iş yerine sahip olduğunda, bunun olumlu etkisi birçok farklı şekilde hissedilecektir. Bond, "Dış çevre üzerindeki etkimiz, sosyal ve çevresel olarak daha da büyük olabilir" diyor.