
İş hayatına hızla adım atan Z kuşağı, Türkiye’deki organizasyonların kültür, liderlik ve çalışma biçimi anlayışlarını yeniden düşünmesini zorunlu kılıyor. Dijital yerliler olarak büyüyen bu kuşak; eğitim fırsatları, toplumsal fayda, şeffaflık, iş-yaşam dengesi ve psikolojik sağlık gibi kavramları iş seçimlerinde merkezine koyuyor. Peki ülkemizde şirketler bu yeni kuşağın beklentilerine ne kadar hazır?
Great Place To Work® araştırmaları ve uluslararası gözlemler doğrultusunda, Z kuşağının işverenlerden neler beklediğine birlikte göz atalım.
Z Kuşağı’nın İşverenlerden Beklentileri
1. Çeşitliliği ve dahiliyeti benimseyen iş yeri kültürü
Z kuşağı, farklılıklara değer veren, adil ve kapsayıcı bir çalışma ortamını önceliklendiriyor. Türkiye’de hala birçok iş yerinde toplumsal cinsiyet eşitliği, engelli istihdamı gibi konularda kat edilecek yol olsa da, bu kuşağın beklentisi oldukça net:
"Kim olursam olayım, burada kabul görüyor muyum?"
Bu sorunun cevabını olumlu verebilen şirketler; işe alım süreçlerinde çeşitliliği gözeten, yöneticilerini çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık gibi konularda eğiten ve karar alma mekanizmalarında temsiliyete dikkat eden organizasyonlardır. Türkiye’de bu yönde adım atan şirketler, genç yetenekleri kazanmakta çok daha başarılı oluyor.
Araştırmalarımız gösteriyor ki, Great Place To Work-Sertifkalı™ iş yerlerinde Z kuşağı çalışanlar “Çalışanlara, yaşlarına bakılmaksızın adil davranılır.” ifadesine %83 oranında cevap verirken, standart şirketlerde bu oran %56 olarak ortaya çıkıyor.
2. Yapay zekanın benimsenmesi
Z kuşağı için teknoloji yalnızca bir araç değil, aynı zamanda iş yapış biçimlerinin doğal bir parçası. Bu kuşak, iş yerinde yapay zeka destekli çözümleri kullanmaya oldukça hevesli; yapılan araştırmalar, Z kuşağının %49’unun yapay zekayı benimsemeye daha açık olduğunu gösteriyor.
Ancak bu adaptasyon süreci yalnızca teknolojik araçlara değil, aynı zamanda liderliğe ve kurumsal vizyona olan güvenle de doğrudan ilişkili. Z kuşağı, teknolojinin sadece uygulanmasını değil, anlamlandırılmasını ve kendilerine değer katacak şekilde sunulmasını da bekliyor.
Türkiye’de özellikle geleneksel yönetim anlayışına sahip şirketlerde, yeni teknolojilerin entegrasyonu hala lider kararlılığına ve kaynak ayırma isteğine bağlı. Z kuşağı ise bu konuda net:
"Yapay zekayı kullanabiliyor muyum? Gelişimim destekleniyor mu?"
Bu kuşağın çalışanları, özellikle yapay zeka ile ilgili beceriler kazanabilecekleri, sürekli öğrenmeye açık ve teknolojiyi stratejik avantaj olarak gören şirketlerde çalışmayı tercih ediyor.
Şirketlerin bu beklentiye yanıt vermesi için; AI okuryazarlığı sağlayan eğitim programları sunması, genç çalışanların dijital projelere aktif katılımını teşvik etmesi ve teknolojiyi "kontrol aracı" değil, "gelişim aracı" olarak konumlandırması gerekiyor.
Z kuşağını çekmek isteyen işverenler için teknoloji bir vitrin değil, bir gelişim vaadi haline gelmeli.
3. Psikolojik sağlık ve güvenli bir iş ortamı
Z kuşağı, açık ara farkla en stresli kuşaklardan biri. İklim krizi, ekonomik belirsizlik ve sosyal medya baskısıyla da boğuşuyorlar. Bu nedenle iş yerinde sadece fiziksel değil, psikolojik sağlık ve güvenlik de arıyorlar.
Çalışanlar, işverenlerinin onların ruh halini önemsediğini görmek istiyor. Türkiye’de hala tabulaştırılan "iş yerinde psikolojik sağlık" konusu, Z kuşağı ile birlikte daha yüksek sesle konuşuluyor.
Yöneticiler için bu şu anlama geliyor:
• Açık iletişim ortamları yaratın
• Geri bildirim kültürünü geliştirin
• Esnek izin politikaları sunun
• Psikolojik sağlık desteği sağlayın
Great Place To Work-Sertifikalı™ iş yerlerinde Z kuşağı çalışanlar “Duygusal ve psikolojik olarak sağlıklı bir iş ortamımız var.” ifadesine %70 oranında cevap verirken, standart şirketlerde bu oran %43. Bununla birlikte, artık işverenlerin, Z kuşağının iş yerinde psikolojik ve duygusal olarak desteklendiğini hissetmesini sağlamaları gerekecek.
4. Şeffaf liderlik
Z kuşağı için liderlik artık otoriteyle değil, tutarlılık ve şeffaflıkla tanımlanıyor. Bu yeni nesil, söyledikleriyle yaptıkları örtüşen, değerleriyle uyumlu ve insan odaklı liderler görmek istiyor. Yani yalnızca yöneten değil, güven veren ve ilham veren liderlik anlayışı bekliyorlar.
Great Place To Work® verilerine göre göre, Z kuşağı çalışanları özgün liderliğin hakim olduğu organizasyonlarda daha yüksek aidiyet, katılım ve motivasyon sergiliyor. Bu kuşağın iş yerine yönelik temel sorusu şu:
“Liderim gerçekten inandığı şeyleri mi savunuyor yoksa sadece öyleymiş gibi mi yapıyor?”
Türkiye’de özellikle hiyerarşik yapılarda yetişen liderler için bu dönüşüm kolay olmayabilir. Ancak Z kuşağı, liderlerden şunları talep ediyor:
• Açık iletişim: Zor zamanlarda bile dürüstlük
• Tutarlılık: Kararların değerlerle uyumlu olması
• Katılımcılık: Genç çalışanların fikirlerine gerçek alan tanınması
Bu beklenti sadece bireysel yöneticilere değil, şirketin kurumsal liderlik duruşuna da yöneliktir. Genç yetenekler, şirketlerin sosyal meseleler karşısındaki tavrını, toplumsal olaylara yaklaşımlarını ve içerideki şeffaflığı yakından takip ediyor.
Z kuşağı için liderlik, unvandan çok davranışla ölçülüyor. Şeffaf liderliğe sahip iş yerleri, bu kuşağın güvenini ve aidiyetini uzun vadede kazanabiliyor.
5. Kariyer gelişimi ve sürekli öğrenme fırsatları
Z kuşağı için bir işte kalıcı olmanın en önemli koşullarından biri, gelişim imkanı sunulması. Bu kuşak, yalnızca bir pozisyon değil, kendisini gerçekleştirebileceği bir yolculuk arıyor.
“Bu şirkette ne kadar büyüyebilirim?”
“Kariyerime gerçekten yatırım yapılıyor mu?”
Bu sorulara yanıt veremeyen şirketler, Z kuşağı yeteneklerini uzun süre elinde tutmakta zorlanıyor. Özellikle Türkiye’de genç çalışanlar; zorlu kariyer basamakları, belirsiz unvan politikaları ve sınırlı gelişim bütçeleri nedeniyle hayal kırıklığı yaşayabiliyor.
Bu nesil için anlamlı bir kariyer deneyimi şunları içermeli:
• Net kariyer yolları ve terfi kriterleri
• Mentorluk ve koçluk fırsatları
• Beceri gelişimini destekleyen eğitim programları
• Yapay zeka, dijital okuryazarlık, liderlik gibi çağdaş yetkinlik alanlarında gelişim planları
Aynı zamanda Z kuşağı, yaptığı işin kişisel anlam taşımasını ve bir etki yaratmasını da önemsiyor. Bu anlam duygusu, yalnızca verilen görevlerle değil; gelişim fırsatlarıyla kendini daha güçlü hissetme yoluyla da inşa ediliyor.
Great Place To Work® araştırmalarına göre, gelişimi desteklenen genç çalışanların hem aidiyeti hem de organizasyona olan güveni daha yüksek oluyor. Özetle, Z kuşağının gelişimini destekleyen şirketler, yalnızca bugünün değil, geleceğin yetenek haritasını da şekillendirme gücüne sahip olacak.
Bu içgörüleri destekleyecek şekilde, Great Place To Work-Sertifikalı™ iş yerlerinde Z kuşağı çalışanlar “Mesleki açıdan ilerlememi sağlayacak eğitim ve gelişim olanakları verilir.” ifadesine %79 oranında olumlu cevap verirken, standart şirketlerde bu oran %49.
Genç kuşaklara şirketinizin çalışmak için harika bir yer olduğunu gösterin
Z kuşağı, Türkiye iş gücünün geleceğini temsil ediyor. Bu kuşağı kazanmak isteyen işverenlerin; adil, şeffaf, anlamlı ve psikolojik olarak güvenli bir çalışma ortamı sunmaları artık tercih değil, bir zorunluluk.
Z kuşağına “bizimle çalışmak harika bir deneyim” diyebilmek için Great Place To Work-Sertifikası™ sahip olun.
Hem yeteneklerinizi elinizde tutun hem de geleceğin işveren markasını bugünden inşa edin.