Her çalışan -liderlik pozisyonunda olsalar da olmasalar da- bu davranışları benimsemelidir.
Bana sık sık harika bir iş yeri yaratmak için ne gerektiği soruluyor. İşte size kısa bir cevap: Güven!
Yüksek güven kültürleri, çalışanların gelişmesine yardımcı olur ve şirket performansını tüm alanlarda artırır — iş başvuruları ve çalışanların tutulması, üretkenlik ve gelir gibi.
Şirket kültürüyle ilgili 30 yıllık araştırmalarımız gösteriyor ki güven olmadan tüm çalışanlar için harika bir iş yeri yaratmak imkansızdır. İşte bu nedenle çalışan deneyimini ölçen anketimiz Trust Index™ (Güven Endeksi) olarak adlandırılıyor.
Güven, tıpkı aile ve arkadaşlar arasında olduğu gibi, iş yerinde de günlük etkileşimlerimizin bir parçasıdır. Güveni inşa etmek veya kırmak ise araştırmamızın temel olarak ayrıştırdığı 9 davranışa dayanır. Bu liste, masamda tuttuğum ve bir lider olarak nasıl performans gösterdiğimi her gün kontrol ettiğim bir liste.
Her lider bu davranışlar üzerinde çalışmalı ve bunları geliştirmelidir; eğer bir lider değilseniz, "Bunun benimle ne ilgisi var?" diye düşünüyor olabilirsiniz. Liderler çalışan deneyiminin %70'ini etkiler, ancak diğer %30'luk kısım ekip arkadaşlarımızdan, başkalarıyla nasıl çalıştığımızdan ve yaptığımız asıl işten gelir. Yani, harika bir iş yeri yaratmak için organizasyondaki herkesin katkısı gereklidir.
İşte size nereden başlayacağınıza dair bazı öneriler:
1. Dinlemek
Bu, en önemli davranıştır ve benim de en çok üzerinde durduğum konudur. Eğer iyi bir dinleyici değilseniz, diğer davranışları iyi bir şekilde uygulayamazsınız.
Dinlemek sadece birinin ağzından çıkan kelimeleri doğru bir şekilde duyduğunuzdan emin olmak değildir. Aynı zamanda, konuşabilmeniz için birinin konuşmayı bitirmesini beklemek de değildir. Dinlemek, bir başkası konuşurken zihninizi boşaltmayı ve kendi görüşlerinizi bir kenara bırakmayı seçmektir.
Gerçek dinleme alçakgönüllülük, kırılganlık ve empati gerektirir.
Birçok fikriniz olabilir, ancak herkes için kapsayıcı bir lider olmak istiyorsanız, bu fikirleri bir kenara bırakmalısınız. Eğer bir konuşma yapıyorsanız ve diğer bakış açılarını dikkate almaya istekli değilseniz, bu konuşmayı yapmanın ne anlamı var ki? Varsayımlarınızı bir kenara bırakmak, meditatif bir zihin durumu olarak tanımlanabilir ve bir dinleyiciyi harika yapan da tam olarak budur.
Peki, bunu doğru yaptığınızı nasıl anlarsınız? Konuştuğunuz kişiden bir şeyler öğrendiğiniz için sorular sorduğunuzu fark edersiniz. İnsanlar size harika bir dinleyici olduğunuzu söyler çünkü derinden dinleyen biriyle konuşmak nadirdir. Dinlemek kulağa tepkisel gelebilir, ancak proaktif olmalıdır. Kendinizi ulaşılabilir kılın ve dinlemek için fırsat kollayın.
Son zamanlarda kimlerden haber almadığınızı düşünün - ve sonra öğrenme zihniyetiyle onlara sorular sorun. Kahvaltılar, öğle yemekleri ve soru-cevap oturumları gibi gayri resmi toplantılar planlayın. Çalışanların görüşlerini düzenli olarak almak için anketleri ve odak gruplarını kullanın – ve bunları, geri bildirim ve bazı aksiyonlarla takip edin.
“Dinlemek sadece birinin ağzından çıkan kelimeleri doğru bir şekilde duyduğunuzdan emin olmak değildir. Aynı zamanda, konuşabilmeniz için birinin konuşmayı bitirmesini beklemek de değildir. Dinlemek, bir başkası konuşurken zihninizi boşaltmayı ve kendi görüşlerinizi bir kenara bırakmayı seçmektir.”
2. Konuşmak
Konuşmak, bütün gün yaptığımız bir eylem. Ancak basit gibi görünen bu davranışın da pek çok katmanı vardır.
Konuşma; açıklık, sıklık, şeffaflık ve bilginin çeşitli yollarla tam olarak paylaşılmasıyla ilgilidir. Yani, şirket haberlerini tüm kanallarınız aracılığıyla (video, internet, e-posta, baskı vb.) çalışanlarla düzenli olarak paylaşmayı içerir. Bu haberleri (hem gerçekleri hem de etrafındaki duyumları) dışarıda paylaşmadan önce şirket içinde paylaştığınızdan emin olun.
Paylaştığınız şey kadar, kiminle paylaştığınız da önemlidir. Bir mesajı duymamış olan ve hangi bilgilerin paylaşıldığını bilmesi gereken kişileri göz önünde bulundurun.
Konuşmak, ne söylediğinizden ve kime söylediğinizden daha fazlasıdır, bu bilgiyi nasıl paylaştığınızla ilgilidir. Düşünerek, özenle ve kolay anlaşılır bir tarzda iletişim kurun. Neler olup bittiğini konuşmak için düzenli toplantılar planlayın ve mümkün olduğunca şeffaflık kültürünü teşvik etmek için haberleri kişisel olarak paylaşın.
Son olarak, konuşmak, bir kişinin işinin - ve işini iyi yapmasının - kuruluşunuzun amacına ulaşması için ne kadar önemli olduğunu anlatmak için bir fırsattır.
Örneğin, genellikle göz ardı edilen bir rol olan resepsiyonist çalışanını düşünün. Onlarla her konuştuğunuzda, işlerinin ne kadar önemli olduğunu yineleyin, vurgulayın ve netleştirin. Birisi bir binaya girdiğinde veya telefonda bir resepsiyon görevlisine ulaştığında, bu markayla kurulan bir bağlantıdır. Ve arayan veya ziyaret eden kişi önemsendiğini ve dinlendiğini sadece birkaç saniyelik konuşma içinde hissedebilir.
Konuşmak; her depo çalışanıyla, her resepsiyonistle, her satış elemanıyla, her yöneticiyle ve her ekip arkadaşıyla işlerini yapmalarının kuruluşun amacına ulaşması için önemli olduğunu hissettirecek şekilde iletişim kurabilme becerisidir. Ve eğer birinin ne iş yaptığından emin değilseniz, bu onları tanıyarak güven inşa etmek için bir fırsattır.
"Konuşmak ne söylediğinizden ve kime söylediğinizden daha fazlasıdır, bilgiyi nasıl paylaştığınızdır."
3. Takdir etmek
İnsanları daha önce anlattığım şekilde dinlerseniz, onlar hakkında bir şeyler öğrenirsiniz. Bu da iş arkadaşlarınıza kişisel olarak anlamlı bir şekilde teşekkür etmenize yardımcı olur. Minnettarlık davranışları, insanların önemli ve gerekli olduklarını gösterecek şekilde onları dinlediğinizi bilmelerini sağlar.
İyi çalışmaları ve ekstra çabaları sık sık takdir ederek bir teşekkür kültürü oluşturun.
Bunu yapmanın ise sonsuz yolları vardır: Akran takdirini teşvik edin, çalışanlara ödüller verin, kişisel notlar yazın, hataları öğrenme fırsatı olarak değerlendirin ve şirket değerlerini bizzat ve başkalarının önünde sergileyen çalışanları takdir edin.
Bir teşekkür kültürü yaratmak, insanların değer duygusunu pekiştirdiği ve görüldüklerini hissettirdiği için işlerinde en iyisi olma isteklerini olumlu yönde etkileyecektir.
4. Gelişim
Dinlemek ve konuşmak, birinin kişisel ve profesyonel olarak nasıl daha fazla gelişebileceğini öğrenmenize yardımcı olur.
Çalışanların sadece performans açısından değil, birey olarak da gelişmelerine yardımcı olmak sizin işinizdir. Örneğin, çalışanların yeteneklerini ve ilgi alanlarını (işle ilgili olan ve olmayan) kurslar, öğrenim ücreti geri ödemesi desteği ve kişiselleştirilmiş gelişim planları veya eğitimler yoluyla besleyin. Çalışanlarınızı mentorlarla buluşturun ve onları şirket içi iş ilanlarından haberdar edin.
Ölçülebilir şekilde bir geri bildirimde bulunmaya özen gösterin, böylece insanlar geliştiklerini bilirler ve ne söylediğinizi duymaya açık olurlar.
İnsanlar önemsediğinizi bildiklerinde – her zaman hangi alanlarda gelişmeleri gerektiğini duymaktan hoşlanmasalar bile - bunu bir hediye olarak kabul edeceklerdir. Herkes daha iyi olmak ister. Ve evet, bunun daha fazla para, daha fazla tazminat ve şirkette daha fazla sorumluluk getireceğini bilirler. Ancak, temele indiğimizde bir fark yarattıklarını da bilmek isterler.
"Çalışanların sadece performans açısından değil, birey olarak da gelişmelerine yardımcı olmak sizin işiniz."
5. Önemsemek
Bu bir gizli silahtır. İnsanlar önemsediğinde harika işler ortaya çıkar. Ve kendilerine değer verildiğini deneyimlediklerinde işlerine de değer verirler. Bu durum ise insanların iş içinde ve dışındaki deneyimlerini anlamak ve dinlemek için zaman ayırdığınızda ortaya çıkar.
Esnek çalışma saatleri ve kişisel izin politikaları için seçenekleri konuşarak çalışanlarınızın özel hayatlarını destekleyin. Eğer varsa ailevi ve kişisel krizleriyle başa çıkmalarına yardımcı olun ve hastalık izni veya parasal bağışlar yoluyla destek organize edin. İş-yaşam dengesini teşvik edin ve yeniden enerji toplamak için izin almaları gerektiğini hatırlatın.
Bir çalışanın bir algoritmayı iki ya da üç kez kontrol etmesine ya da bir e-postayı altı ya da yedi kez düzeltmesine neyin sebep olduğunu biliyor musunuz? Bunun nedeni; organizasyonun amacını önemsemeleri, başkalarını önemsemeleri ve de önemsendiklerini hissetmeleridir.
Önemsemek insanların kilidini açan şeydir ve bir insanın potansiyelini en üst düzeye çıkarmanın anahtarıdır.
"Harika işler, insanlar değer verdiğinde gerçekleşir. Ve insanlar önemsendiklerini deneyimlediklerinde işlerine değer verirler."
6. Paylaşmak
Kâr, tazminat, ikramiye ve teşvik planlarının adil bir şekilde dağıtılması eşitlikçi bir iş yeri yaratır. Herkes için güven inşa ediyorsanız, her çalışanın şirketin başarısını paylaşması ve performanslarının ücretle nasıl ilişkili olduğunu anlaması gerekir.
Adil ve kapsayıcı paylaşım, sosyal sorumluluk faaliyetlerinde de kendini gösterir. Yerel bir okulda temizlik yapmak veya bir plaj ya da parktan plastik toplamak gibi topluluk faaliyetleri düzenliyorsanız, herkesin katılma fırsatına sahip olduğundan emin olun. Örneğin, eğer bu aktiviteleri sekiz ila beş saatleri arasında yapıyorsanız, gece vardiyasında çalışanlar ne olacak? Organizasyonunuzun kaynaklarının yanı sıra bu gibi fırsatları paylaşmak açısından da gerçekten kapsayıcı olduğunuzdan emin olun.
Eşitlik, “aynı” olması gerektiği anlamına gelmez. Mesela, gündüz vardiyası için yapılan bir piknik aynı zamanda gece vardiyası için de yapılmak zorunda değildir. Pikniğin amacı nedir? İnsanları bir araya getirmek, onlara değerlerini göstermek ve liderleriyle gayri resmi yollarla etkileşime girmeleri için fırsatlar yaratmak.
Peki aynı etkinliği yeniden yaratmadan gece vardiyası için aynı deneyimi nasıl yaratabilirsiniz?
7. Kutlamak
Kutlanması gereken en önemli şeyler organizasyonunuzun değerleri ve insanların organizasyonun amacına ulaşmasına nasıl yardımcı olduklarıdır.
Bu konuda aşağıdaki örnekteki spesifik olmak önemlidir:
"John'a bir müşterinin zor bir sorununu çözmesine yardımcı olduğu için teşekkür etmek istiyoruz. Aslında bunun yedi dakikada tamamlanmasını planlamıştık, fakat John müşterinin o anda ihtiyacı olduğu için 20 dakika harcadı. Şirketimizde, müşterinin sorununu kendi sorunumuz olarak kabul etmek ve çözmek için gereken her şeyi yapmaya istekliyiz. Ayrıca, bu yüzden John'un çocuğunun futbol antrenmanına geç kaldığını da biliyorum. John'un çocuğunun futbol antrenmanına geç kaldığını da biliyorum. Umarım John böyle bir durumu bir daha yaşamak zorunda kalmaz ancak bizim için bunu yapmış olmasını takdir etmek istiyorum."
Kendinizi sürekli aynı kişiyi kutlarken, tanırken ve ödüllendirirken bulursanız, kutlanmak ve tanınmak için ne gerektiğini herkese anlatın ki önyargı veya kayırma olduğunu hissetmesinler. Ölçülebilir bir şekilde sıkı çalışırlarsa, bir gün kendilerinin de kutlanacağını, tanınacağını ve ödüllendirileceğini bileceklerdir.
“Kutlanması gereken en önemli şeyler organizasyonunuzun değerleri ve insanların organizasyonun amacına ulaşmasına nasıl yardımcı olduklarıdır.”
8. İlham vermek
İnsanlara ilham vermek için harika bir konuşmacı olmanıza gerek yok. Onlara sorduğunuz sorularla ve dinleme şeklinizle de ilham verebilirsiniz.
Şirketinizin dünyada yarattığı farkı ve yaptığınız işin neden önemli olduğunu yeniden teyit ederek onlara ilham verebilirsiniz. İş gücünüzün, yaptıkları işin şirketin yüksek amacı ve iş başarısıyla nasıl bir ilişkisi olduğunu anlamalarına yardımcı olun. Bunu müşteri hikayeleri anlatarak, şirketin nereye gittiğine dair vizyonu paylaşarak, şirket değerlerini örnekleyen davranışlara dikkat çekerek, şirket değerlerini pekiştirerek, şirketinizin sektörünüze veya topluma katkısını vurgulayarak ve çalışanların çabaları ile hedeflerinize ulaşmanız arasındaki bağlantıları göstererek yapabilirsiniz.
"İnsanlara ilham vermek için harika bir konuşmacı olmanıza gerek yok. Onlara sorduğunuz sorularla ve dinleme şeklinizle de ilham verebilirsiniz."
9. İşe alım ve karşılama
Birisi organizasyonunuza katıldığında, onu beklediğinizi ve organizasyona gelmesi için sabırsızlandığınızı bilmesini sağlamalısınız.
Çalışanlarınızın iyi bir çalışma ortamına/ofise sahip olduklarından, işleriyle ve iş arkadaşlarıyla bağlantı kurmak için ihtiyaç duydukları sistemlere erişebildiklerinden ve başarılı olmak için gerekli donanıma sahip olduklarından emin olmalısınız. Buna aklınıza gelebilecek her türlü donanım dahildir; bilgisayarları, üniformaları, çelik burunlu botları, güvenlik gözlükleri…
Bu hazırlık işe almanın da ötesindedir; biz buna karşılama diyoruz. Yeni işe başlayanlara işe başlamadan önce e-posta veya posta yoluyla bir not gönderebilir, onları diğer çalışanlara önceden duyurabilir, ilk haftalarında öğle yemeğine götürebilir ve kültürünüze entegre olmalarına yardımcı olabilirsiniz.
Bir kişi, işe başlamadan birkaç hafta önce kendisini düşündüğünü gösteren bir şirkete katıldığında, ilk günün sonunda eve döndüğünde "Bugün harika bir deneyimdi. Beni bekliyorlardı, yaka kartım hazırdı. Herkes nazikti ve benim kim olduğumu ve ne yapacağımı biliyor gibiydiler." der. Bu eylemler daha ilk günden güven atmosferini oluşturur.
Yeni birisi işe başladığında bu gibi hazırlıklar tamamlanmamışsa, güven biraz azalır. Dolayısıyla kişisel özgüven de düşer. Onları gerçekten orada isteyip istemediğinizi ya da o iş için sonradan eklenen biri olup olmadıklarını merak ederler.
Ve en kötüsü de önemli bir kişi değil, sadece bir çalışan olduklarını hissederler; çünkü önemli olsalardı, ilk geldiklerinde çok daha farklı bir deneyim yaşarlardı.
İş yerinde insanları yönetiyor olun ya da olmayın, bu 9 yüksek güven davranışından oluşan listeyi her gün görebileceğiniz bir yere koymanızı tavsiye ederim.
Güven, çalışma ve bilinçli çaba gerektirir. Ve herkes için harika bir iş yeri yaratmak uğruna oldukça gereklidir.
Harika olun
Çalışan deneyiminiz hakkında daha fazla bilgi edinmeye hazır mısınız? Sertifikasyon™ sürecimize katılarak organizasyonunuzu sektörünüzün en iyileriyle kıyaslayıp gelişim alanlarınızı tespit edin.