Sağlıklı bir işyeri kültürü, sağlıklı iş sonuçları almanızı sağlar. Fakat henüz tüm liderler bu bilgiye sahip değil.
2020’de işyerlerini şekillendireceğine inandığımız iki önemli işyeri trendini sizlerle paylaşmıştık. Şimdi araştırma ekibimizin gelecekteki çalışan deneyimini tahmin eden, veriyle desteklenmiş keşiflerini paylaşıyoruz.
Yeniden yapılanmanın sonuçları
Ekonomi istikrarsız olduğunda pek çok şirket yeniden yapılanmaya giderek çalışanların organizasyonunda maliyetten kısmaya gidilip gidilemeyeceğini görmek ister. Kötü zamanlarda çoğu şirket “son giren ilk çıkar” ilkesini uygular ve işe en son alınanları işten çıkarır; bu da çeşitliliğe önem veren bir çalışan topluluğu oluşturmaya yönelik gelişimi geriletir.
Şirketler müşteriyle direkt iletişimi bulunan ve dezavantajlı grupların başarılarını göz ardı edip, fikirlerini dinlemediklerinde başarılı olma fırsatını kaçırıyorlar.
D&I (Diversity and Inclusion – Çeşitlilik ve Dahil Etme) liderleri yalnızca şirketi yeniden yapılanmadan korumayı değil, rakipler küçülürken büyümeyi de sağlayacak fikirlerini paylaşıyorlar:
Dinle ve öğren: çalışanların deneyimlerini gözlemleyin; özellikle inovasyon, dahil etme, adalet ve bütünsellik anlamında özel çalışam gruplarının deneyimlerini. Tüm seviyedeki liderleri bu grupların işlerin durumuna dair bakış açılarını ve deneyimlerini anlamak için anlamlı sorular sorma konusunda cesaretlendirin ve geliştirin.
Son çare için farklı bir plan yap: Toplu işten çıkarmalar bireysel olanlardan daha fazla can yakabilir. Fakat duraksama döneminde daha iyi bir çareniz yoksa, kararlarınıza D&I filtresi uygulayın. Zor zamanlarda hakkaniyet ve aidiyeti korumak ve geliştirmek, şirketin uzun vadeli başarısı için hayati olacaktır.
Şimdi başla: Tıpkı iyi günlerde olduğu gibi, kötü günlerde de şirketlerin başarılı olabilmesi için işgücündeki insanların tüm potansiyellerini açığa çıkaracak “önce insan” temalı bir işyeri kültürlerinin olması gerekir. Dahil eden bir kültür, diğer şirketlerde olmayan bir dirençlilik inşa ederek uzun süreli sürdürülebilirlik sağlar.
Otomasyonun çalışan deneyimine etkisi
Bugünlerde yapay zekanın tüm endüstrilerde nasıl insan gücünün yerini alacağını görmeden bir haber bile okuyamıyorsunuz. Fakat gerçekte çalışanların korkusu robotların onları yerlerinden etmesi değil, onlara bir robot gibi davranılmasıdır.
Bu sonucu Emprising™ adlı kültür yönetimi platformumuzda ABD çapında yüzbinlerce çalışanın yorumlarını toplayıp analiz ederek elde ettik.
Otomasyon, yapay zeka ve robotlarla alakalı tartışmalardan bahseden yorumlara baktığımızda, çalışanların yerinden edilme korkusu taşımadığını gözlemledik. Bunun yerine çalışanlar bireyselliklerini kaybetmekten, hızlı değişimlerle uğraşırken yaşadıkları stresten ve yöneticilerinin onlara insan olarak değer vermemesinden duydukları endişeden bahsetmişlerdi.
Yapay zekanın etkisi inkar edilemez; her yerde ve hızla artıyor. Şirketlere sektörlerinden bağımsız olarak bu teknolojinin temsil ettiği gelecekten daha iyi faydalanmak ve hazırlanmak için inanılmaz fırsatlar sunuyor.
Bu hazırlığın en kritik ayağı ise her bir çalışanın üretmeye, bağlantı kurmaya ve katkıda bulunmaya hazır olduğundan emin olmak. Liderler bu enerjiyi yakaladıklarında organizasyonlarında bulunan her bir kişinin zekasından, yeteneklerinden ve tutkusundan faydalanabilir ve şirketlerini bu yeni dünyada daha ileriye daha hızlı götürebilirler.
İşyerinde inovasyon ve çeşitlilikle ilgili full analizimize ulaşmak için buradan ön kayıt yapabilirsiniz. Yapay zeka gibi son trendlere hakim olmak, araştırmalara ve organizasyon kültüründe en iyi uygulamalara erişmek için bültenimize hemen kaydolun.
Claire Hastwell & Ed Frauenheim
Çeviri : Tuğçe Yasin
