Tüm çalışanlarınızın kabul görüldüğünü ve organizasyonun bir parçası olduğunu hissetmesini sağlamanın yollarını bu yazımızda paylaşıyoruz.
Amaca odaklı bir kurum kültürü ve çalışan stratejisi inşa etmek hem özgün olmayı hem de stratejik planlamayı gerektirir.
Yüksek performanslı, amaç odaklı bir kurum kültürünün nasıl oluşturulacağı konusunda 7 kuralı sizlerle aşağıda paylaşıyoruz:
1. Birini nasıl karşıladığınız önemlidir.
Her yeni çalışan için bir karşılama pankartı hazırlamak gerçekçi olmasa da ”insan ilişkilerinin“ hızlı bir şekilde gelişmesini sağlamak önemlidir. Çalışanlara ilk günden itibaren organizasyonunuzun bir parçası olmalarına hazır olduğunuzu belli ederek onlara değer verdiğinizi gösterin.
Şirketle olan ilk etkileşimlerinizi bir düşünün: Yan hakların, maaşın belirlenmesi ve ödemelerin yapılması. Çalışanlarınızın işe başladıkları ilk 30 gün içerisinde organizasyona aidiyet duymasını, arkadaşlıklar kurmasını ve açıkça tanımlanmış hedefleri olmasını istersiniz.
2. Mesele unvanınız değil “kim olduğunuz“.
Unvanlarımız zamanla değişse de, çalışanların her gün organizasyona sunduğu katkılar kalıcıdır. Buna çalışma arkadaşlarınızla ”hatırlamaya değer anlar“ oluşturmak için gösterdiğiniz çaba da dahil. Anılar size ortak bir deneyimi paylaştığınız, bir topluluğa ait olduğunuz ve yalnız olmadığınız hissi verecektir.
3. Her çalışanı kapsayan bir kültür oluşturun.
Çeşitliliğin olduğu ve kapsayıcı olan kültürler oluşturmaya çalışın. Herkesin bir parçası olduğunu hissettiği bir kültür oluşturmanız herkesin faydasına olacaktır.
Çalışanların amacı, organizasyonun amacı ile uyumlu olmalıdır. Örneğin ben kendi amacımı şu cümleyle özetleyebilirim: “Dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek, nazik olmak, aldığımdan fazlasını vermek ve fark yaratmak." Birlikte, doğru olanı yapabilir ve bir etki oluşturabiliriz.
4. Uyumlu olun.
Bir organizasyonun başarısı, uyum sağlama kapasitesine bağlıdır. Liderler, akıl yürütme süreçlerini çevik bir yaklaşımla yönetmeli ve problem çözme konusunda usta olmalıdır.
Çalışanlarınızı dinleyip, bir sorunları olup olmadığını kontrol etmek sizi daha uyumlu hale getirir. İşe alımdan başlayıp işten ayrılana kadar olan “çalışan yaşam döngüsü”nün tamamında çalışanlarınıza kulak verin ve onları anlamaya çalışın. Bu süreçte yakınlaşma ve temas etme noktalarından yararlanmak için teknolojinin gücünden faydalanın. Bir çalışan çocuk sahibi mi oluyor? Eski bir stajyerle iletişimi sürdürmeniz mi gerekiyor? İnsani boyuttaki bu tür konular için teknolojiyi kullanın.
5. Çalışanlar seçme özgürlüğüne ihtiyaç duyar.
Çalışanlar, serbest hareket etme imkanı tanındığında kendilerini daha çok geliştirirler. Liderler olarak bizim görevimiz, kendi başlarına en iyi kararları verebilmeleri için çalışanlara doğru bilgileri ve araçları sunarak rehberlik etmektir. Kendi işimiz üzerinde söz sahibi olduğumuzda hepimiz daha güçlü hissederiz. Böylece birlikte bir şeyler üretebiliriz.
6. Yöneticilerimizi eğitmemiz gerek.
Yöneticiler, doğuştan tüm becerilere sahip değildir. Çalışanları daha iyi yönetmeleri ve desteklemeleri için onları da eğitmemiz gerekir.
Şu tespit çok önemli: Araştırmalara göre, yöneticilerinizin ruh sağlığınız üzerindeki etkisi, aile hekiminizden daha fazla.
7. Güven tesis etmek için şeffaf bir liderlik sergileyin.
Zor konuşmalar yapmaktan kaçınmayın. Zor konuşmalara dikkatli ve şefkatli bir başlangıç yapmak, konuşmaktan tamamen kaçınmaktan çok daha iyi sonuç verecektir. Birlik içinde hareket etmek için liderlik ekibinin diğer üyeleriyle kol kola çalışın. Ancak birlik olursanız başarılı olabilirsiniz.
Organizasyonunuzda başarılı bir kültür tesis etmek ve herkes için harika bir çalışan deneyimi inşa eden sertifikalı şirketler arasında yerinizi almak için sürece dahil olun. Sertifikasyon programının sağlayacağını avantajlar ve katkılar ile genç yetenekler için güçlü bir çekim alanı oluşturmaya başlayın.
