Adjust cookies
If you click on "Accept all cookies", you agree to the storage of cookies on your device in order to improve the navigation on the website, to analyze the use of the website and to support our marketing activities.
Essential cookeis
- Session cookies
- Login cookies
Performance cookies
Functional cookies
- Google Maps
- YouTube
- SocialShare Buttons
Targeting cookies
- Facebook Embeded

Haftada 4 Gün Çalışmak, Çalışan Mutluluk ve Refahını Artırıyor

Çalışma günlerini azaltma kararı alan şirketlerin üretkenlik, çalışan aidiyeti ve işe alımda olumlu sonuçlar elde ettiği gözlemlendi.

Haftada dört günden oluşan çalışma programı hızla yayılıyor. Sertifikalı şirketlerimizden biri de, bu yöntemi test etmeye başladı. Uygulamayı hayata geçiren bazı en iyi işverenlerde büyük çaplı istifa dalgasının önüne geçildiği ve üretkenliğin artırıldığı görüldü.

Avrupa, haftada dört günden oluşan çalışma programını benimseme konusunda dünyadaki diğer organizasyonlara öncülük yapıyor. Avrupa’da programı uygulamaya koyan son ülke ise Belçika oldu.

Çalışma günlerinin azaltılması yönündeki talep giderek artarken, 4 günlük çalışma modeli çalışanların üç günlük hafta sonu tatilinin tadını çıkarmasının da ötesine geçiyor. Bu çalışma programı çalışanların iş yaşam dengesini sağlamada pozitif bir deneyim oluşturması ile organizasyonlar açısında önemli faydalar sağlayabilir.

Sertifikalı şirketlerimizden biri, bu yöntemi ilk benimseyenlerden biri oldu. Yöneticilerinin bazı çalışanlarda tükenmişlik belirtileri gözlemlemesi üzerine harekete geçti ve bu programı deneme amaçlı olarak uygulamaya koydu. Organizasyon, ekiplerin bazılarına pazartesi günleri enerjilerini toplamaları için izin almalarına imkan vererek uygun olacak şekilde ayarladı. Bu günleri gayrıresmi sağlıklı yaşam günleri olarak belirledi.

Organizasyon, çalışanlardan aldığı olumlu yanıtlara dayanarak, haftada dört gün çalışma programına yönelik bir pilot uygulama yürütmeye karar verdi. Bu kapsamda tüm çalışanlar üç ay boyunca Cuma günleri çalışmadı. Sonuçlar incelendiğinde; çalışanların refahının, enerjisinin ve verimliliğinin arttığı açıkça ortaya kondu.

Üç aylık deneme süresinin sonunda yapılan anket, çalışanların daha sağlıklı ve daha mutlu olduğunu gösterdi. Şirketin İnsan Kaynakları Müdürü, bu politikayı hızla kalıcı hale getirmenin  en doğru karar olacağını dile getirdi.

Ankete göre, çalışanların %94 gibi çok büyük bir bölümü; yöneticilerin ise %93'ü, 4 günlük çalışma programının devam etmesini istedi. Ankete katılan çalışanların %80'lik kısmı içinde ortaya çıkan sonuçlar ise şu şekilde;

  • Çalışanlarda %84 iş-yaşam dengesinin iyileştiği,
  • Çalışanlarda %84 daha fazla üretkenliğin arttığı,
  • Çalışanlarda %86 çalışanın zamanını daha verimli kullandığı ortaya çıktı.

Çalışanların organizasyona olan aidiyeti seviyesinde ise politika resmileştirildiğinden beri değişiklik göstermedi. 2022 yılında, 2021 yılının aynı dönemine kıyasla %200 daha fazla iş başvurusu aldıklarını belirten İK Müdürü, "Dışarıya yapmış olduğumuz iletişim çalışmalarımızdan bahsetmek bizim açımızdan büyük bir fark yaratıyor” dedi.

Çalışanlarımız bilinçli bir kültüre sahip, Great Place to Work® Sertifikalı bir iş yerinde çalışmaktan gurur duyuyor. 

Peki bu hamle bütün şirketler için uygun mu? Böyle bir uygulamaya nereden başlamalı? Sertifikalı şirketimizin İK Müdürü bu süreçte öğrendiklerini ve diğer şirketlerin dikkate alması gerekenleri bizlerle paylaştı.

Çıkardığınız en büyük ders ve karşılaştığınız en büyük zorluk neydi?

“Başlangıçta, bunu gerçekleştirmek için oldukça büyük bir operasyonel desteğe ihtiyaç duyduk. Bu değişikliğin, beş günlük işin dört günlük bir sürede yapılması olarak düşünülmemesi ve algılanmaması bizim için önemliydi. Çalışanlarımızın işlerine en etkili şekilde odaklanmasını ve zamanı gerçekten önemli şeylere harcamasını istedik.

Bunu yapmak içinde organizasyonumuzdaki herkesin takvimlerini tamamen boşaltmasını sağladık. Bu, cuma günleri için hiçbir iş planı yapmamamızı sağlamakla kalmadı. Aynı zamanda, bizlere zamanımızı hangi toplantıların alması ya da almaması gerektiği konusunda son derece bilinçli olmaya itti.

Bazı toplantılar 30 dakikadan 15 dakikaya düşürüldü. Bazıları da haftalık olarak düzenlenirken artık iki haftada bire döndü. Birçoğu da tamamen kaldırıldı. Bu değişim, organizasyonumuzun odak alanlarında çalışma yürütmek üzere zaman kazanmasını sağladı. Aynı zamanda tüm organizasyonun iş programını tutarsız ve sık sık değiştirmesine engel oldu.

Bir diğer sorun ise organizasyonun tatil programımızın yönetilmesiyle ilgiliydi. Başlangıçta organizasyon genelindeki çevrimdışı olunacak gün yerine hafta tatili konuldu. Ancak çoğu kişi bunu ekibimiz için kafa karıştırıcı ve can sıkıcı buldu.

Bunun ardından, çalışanların kaç gün veya saat çalıştırıldığına bakılmaksızın, aynı seviyede üretime devam ettiğinden, hem tatillerin hem de çevrimdışı olacağımız Cuma günlerimizin kalmasına karar verdik.

Tüm bu süreçte düzenleme yapmak durumunda kaldığımız noktalar olmasına rağmen, bu çalışma programı, çalışanlarımızdan gelen geri bildirimlere kulak verdiğimize, bu talepleri iş performansımıza göre değerlendirdiğimize ve kararlı adımlar attığımıza dair önemli bir örnek oldu.”

Bu çalışma planını uygulamaya koyma ve yürütme süreçlerinde kilit başarı faktörleri nelerdi?

“Bu programı uygulamaya koyarken herkesin bu fikri tamamen benimsediğinden emin olmamız gerekiyordu. Kıdemli çalışanlarımızın ve yöneticilerimizin cuma günleri çalışıp, ekiplerinden bir şeyler talep etmesi durumunda bu politikanın asla kalıcı olamayacağını biliyorduk.

Ayrıca pilot programın başarısını gerçek anlamda değerlendirmek için herkesin bu yeni programa fiilen uyması gerekiyordu.

Herkesin pilot uygulamayı ciddiye aldığını gördüğümüzde, kuruluşun değişiklikten önce ve sonra ürettiği çıktıları değerlendirerek bir sonraki adımla ilgili bilinçli kararlar verebildik.”

Bu model her organizasyon için uygun mu?

 “Bazı meslek grupları için pazartesiden perşembeye olan bir çalışma haftasının, hiçbir şekilde uygulanamayacağını biliyoruz. Aynı zamanda mevcut sistemi sürdürmek yönünde bir ısrar olmadıkça, birçok organizasyonun bu değişikliği yapabileceğine de inanıyoruz.

Organizasyon olarak hem ürünlerimiz hem de kurum kültürümüz açısından her zaman cesur olmaya çalıştık. Bir organizasyon daha geleneksel bir çalışma sistemi uyguluyor ve çalışanları için 4 günlük çalışma modelini değerlendirmekte istekliyse, kesinlikle bu modeli hayata geçirebilir. Bu modelin işe yarayabileceği birçok organizasyon var. Sadece henüz bundan haberdar olmayabilirler.

Büyük ve küçük ölçekli diğer şirketlere kurum kültürümüzde yaptığımız değişikliklerin bazılarını yapmaları yönünde ilham kaynağı olmayı umuyoruz. Bu süreçte şirket kültürünü kökten değiştirmeyi umuyoruz.”

Organizasyonunuzu çalışanlarınız için harika bir iş yeri haline getirin.

Nasıl Great Place To Work® Sertifikalı bir iş yeri olabileceğinizi öğrenmek için buraya tıklayın.



Bültenimize Abone Olun

0 (212) 236 50 20
© Great Place To Work® Institute Türkiye. Tüm hakları saklıdır
made with by CIC