Adjust cookies
If you click on "Accept all cookies", you agree to the storage of cookies on your device in order to improve the navigation on the website, to analyze the use of the website and to support our marketing activities.
Essential cookeis
- Session cookies
- Login cookies
Performance cookies
Functional cookies
- Google Maps
- YouTube
- SocialShare Buttons
Targeting cookies
- Facebook Embeded

İş Yerleri, Yalnızlık Sorununa Nasıl Çare Olabilir?

Halk sağlığı uzmanları yalnızlığın, çalışanların sağlığını olumsuz etkilediğini söylüyor. Peki işverenler bu sorunla nasıl mücadele edebilir?

Amerika Birleşik Devletleri Halk Sağlığı Dairesi Başkanı Dr. Vivek Murthy, “Yalnızlık ve sosyal izolasyon salgını” ile karşı karşıya kaldığımızı belirtiyor.

Murthy, “Yaklaşık iki yetişkinden biri yalnızlık sorunu yaşıyor,” diyor.

Yalnızlık ciddi sağlık risklerini de beraberinde getiriyor.

Sosyal açıdan kopuk olmakla günde 15 sigara içmenin ölüm riski üzerindeki etkisi aynı; hatta obezite ve fiziksel hareketsizliğin sebep olduğu etkiden çok daha fazla.

Yalnızlık Nedir?

Murthy yalnızlığı “sosyal izolasyon hissinden veya anlamlı bağlantıların yetersiz olduğu hissinden kaynaklanan öznel, sıkıntı verici bir deneyim” olarak tanımlıyor.

Bu yüzden yalnızlık tek başınalık ile karıştırılmamalıdır. İnsan tek başına olsa da yalnız hissetmeyebilir. Aynı şekilde yalnızlık ve sosyal izolasyon birbiriyle ilişkili iki deneyim olsa bile aynı şey değil.

Sosyal izolasyon, ilişkilerden, bir gruba ait olma hissinden veya diğer sosyal etkileşim biçimlerinden yoksun olma halidir. Yalnızlık ise öznel ve içsel bir durumdur.

İş yerinde yalnızlık

Bir işinizin olması, iş yerinde ilişkiler geliştirdiğiniz insanlar olduğu anlamına gelmiyor.

Gallup’a göre her 10 çalışandan yalnızca ikisi iş yerinde “çok iyi bir arkadaşı” olduğunu belirtiyor. Sağlık sigortası şirketi Cigna’nın verilerine göreyse yalnızlık; yaş, cinsiyet, etnik köken ve gelir gibi demografik faktörlere bağlı olarak artıyor.

"Hepimiz bir yere ait olduğumuzu hissetmek ve kabul görmek isteriz. Başkaları tarafından görülmek isteriz.” - Jen Fisher, Deloitte Baş Sağlık Görevlisi

Yeterli düzeyde temsil edilmeyen gruplardan çalışanların yalnız hissetme olasılığı daha yüksek. Düşük gelirli çalışanlar, yüksek gelirlilere kıyasla daha yalnız. Genç yetişkinlerin yalnız olma olasılığı da yaşlılardan daha yüksek.

Bu tabloya bir de uzaktan çalışmanın ortaya çıkışı ve COVID-19 salgınının sonuçları eklendi.

Örgütsel psikolog Lynn Holdsworth’ün salgın öncesinde yaptığı araştırma, tam zamanlı olarak uzaktan çalışmanın yalnızlığı yüzde 67 oranında artırdığını gösteriyor.

Great Place To Work® araştırmasına göre uzaktan çalışanların bir fark oluşturduklarını hissetme olasılığı daha düşük: Uzaktan ve karma düzende çalışan her üç anket katılımcısından yalnızca ikisi iş yerinde gerçekten kendileri gibi davranabildiğini belirtiyor.

Neler yapabilirsiniz?

İş yerinde yalnızlıkla mücadele amaçlı bir program başlatmadan önce, çalışanlarınıza neye ihtiyaçları olduğunu sorun.

“Yapabileceğiniz 1 numaralı ve en düşük maliyetli şey, çalışanlarınıza ne istediklerini, neye ihtiyaçları olduğunu, neyin anlamlı bir değişim oluşturabileceğini, bunları kendi başlarına yapmalarının veya şirketin onlara sağladığı şeylerden yararlanmalarının önündeki engellerin neler olduğunu sorun. Bu yöntemin tek maliyeti, çalışanlarla etkileşim kurmak ve onların biraz zamanını almaktır.”

Aldığınız yanıtlar, çalışanların kullanmayacağı programlara boşuna kaynak yönlendirmenizi önlemeye de yardımcı olabilir.

Fisher, çalışanlarla bu şekilde iletişim kurmanın güçlü bir yöntem olduğunu belirtiyor:  “Çünkü sizden istediklerini tam olarak yapmasanız da, sadece ne düşündüklerini ve neye ihtiyaçları olduğunu sormanız bile çok yol almanızı sağlar."

Aidiyete odaklanın

Birçok organizasyon, çalışanlar arasında bağlar kurmaya yardım etmek için aidiyet hissinin geliştirilmesine odaklanıyor.

World Wide Technology; çeşitlilik, hakkaniyet ve kapsayıcılık stratejisi kapsamında çalışanlar arası ilişkilerin geliştirilmesine yardımcı olmak için bir hikaye anlatma programı başlattı. Accenture ise bu yöndeki çalışmalarının bir parçası olarak, her çalışanın kendini değerli ve organizasyonuna bağlı hissetmesini sağlamak için aidiyete odaklandı.

Çalışan temsilcisi grupları (ÇTG) birçok organizasyonun çalışanlar arasında bağlar kurulmasını teşvik etmeye yönelik çabalarının önemli bir parçası haline geldi.

İş yerinde arkadaşlık, gereksiz ya da önemsiz bir mesele değildir. Çalışanların ofiste arkadaşları olması, işlerine olan bağlılıklarını ve üretkenliklerini artırırken şirketten ayrılma olasılıklarını da azaltır.

Fisher, bu durumun aidiyet duygusuyla ilişkili olduğunu belirtiyor: “Başka bir insanla bağım olduğunda, organizasyona karşı bir aidiyet hissederim. Hepimizin istediği de bu. Hepimiz bir yere ait olduğumuzu hissetmek ve kabul görmek isteriz. Başkaları tarafından görülmek isteriz.”

İşe başlatma sürecinin önemi

Çalışanların işe ilk başladıkları süreçte hoş karşılandıklarını hissetmeleri çok önemlidir. Great Place To Work® araştırmasına göre yeni bir ekibe katıldıklarında hoş karşılandıklarını hisseden çalışanların:

  • İşlerinin anlamlı olduğunu hissetme olasılıkları %60 daha fazladır.
  • Kendilerini iyi hissetme olasılıkları 2 kat daha fazladır.

Sıcak bir karşılama, ekonomik gerileme dönemlerinde de çalışan deneyimi açısından kritik öneme sahip. Çalışanlar memnuniyetle karşılandıklarını hissettiklerinde, çalıştıkları organizasyonlar ekonomik durgunluk dönemlerinde daha dirençli oluyorlar.

Birçok organizasyonda işe yeni giren kişiler için uygulanan çalışma arkadaşı programı, çalışanların iş yerinde ilişkiler kurması için önemli bir fırsat sunuyor.

PulteGroup’ta, her yeni çalışana bir işe başlatma deneyimi ortağı tahsis ediliyor. Gönüllülük esasına göre hizmet veren bu özel elçiler, organizasyonun herhangi bir departmanından veya kademesinden olabiliyor.

İşe yeni başlayan kişilerle ilgilenen iş arkadaşları, işteki ilk günlerinde onları karşıladıktan sonra onlara eşlik edip, tüm departmanlardaki çalışanlarla tanıştırıyor ve işyerini tanıtıyor.

Uzaktan çalışanlar

Çalışanların hepsinin aynı ofis içinde çalışmadığı durumlarda samimi ilişkiler geliştirmek daha zordur. Pek çok organizasyon uzaktan işe başlatma süreçlerine odaklanıyor. Peki organizasyonlar işe başlatma sürecinin ardından çalışanlar arası ilişkileri güçlendirmek için neler yapabilir?

Çalışanların birbirlerini takdir etmesi, çalışanlar arası ilişkileri geliştirir ve organizasyon için önemlerini pekiştirir.

Çalışanlara ihtiyaçlarını sormanın önemli olduğunu tekrar etmekte fayda var. Deloitte’ten Fisher, ekibe şu soruları sormanızı öneriyor: “Birbirimize nasıl destek olabiliriz? Ekip içi davranışlarımızın ve normlarımızın nasıl olmasını istiyoruz?”

Bu sayede ekipler, standart çalışma saatleri ve iletişim araçlarıyla ilgili beklentilerini dile getirir. Beklentilerin dile getirilmesi, ekip üyelerinin mesai saatleri bittiğinde bile çalışma arkadaşlarına bağlı hissetmelerini sağlar. Normlar bilinmediğinde çalışanlar, bilgisayar başında olmadıklarında neler kaçırdıklarını düşünüp endişelenecektir; bu da yalnızlık hissini arttırabilir.

Liderlerin önceliği

En iyi organizasyonların liderlerinin bir numaralı önceliği, çalışanlarla kişisel düzeyde bağlantı ve ilişkiler kurmaktır.

Aidiyet duygusu hisseden çalışanların inovasyon süreçlerine dahil olma ve ekstra çaba gösterme olasılıkları daha yüksektir.

Çalışanlarınıza deneyim anketi yapın

Çalışanlarınız organizasyonunuza aidiyet hissediyor mu? Great Place To Work Sertifikasyonu™ ile en iyi verileri kullanarak çalışanlarınızın deneyimini diğer iş yerleriyle kıyaslayın.

 



Bültenimize Abone Olun

0 (212) 236 50 20
© Great Place To Work® Institute Türkiye. Tüm hakları saklıdır
made with by CIC