Adjust cookies
If you click on "Accept all cookies", you agree to the storage of cookies on your device in order to improve the navigation on the website, to analyze the use of the website and to support our marketing activities.
Essential cookeis
- Session cookies
- Login cookies
Performance cookies
Functional cookies
- Google Maps
- YouTube
- SocialShare Buttons
Targeting cookies
- Facebook Embeded

Travma Durumlarında Çalışan Psikolojisini İyileştirmenizi Sağlayacak 5 Kritik Adım

Kahramanmaraş merkezli deprem hayatımızın her alanının etkilediği gibi iş dünyasını da etkiledi. Dolayısıyla deprem sonrasında insanları nelerin beklediğini bilmek ve gereken önlemleri almak çalışanların beden ve ruh sağlıkları kadar iş verimlilikleri, motivasyonları ve organizasyona duyulan güven algısı açısından da önem arz eder.

Araştırmalar normal şartlar altında çalışanların en az %9’unda bireysel etkenlere bağlı psikolojik sorunların oluştuğunu, sorun yaşayan çalışanların da performansının %25 düştüğünü ortaya koymuştur. Deprem gibi büyük travmatik olayların ardından hem etkilenen sayısı hem de yaşanan ruhsal sorunun şiddeti daha da artmaktadır. O yüzden iş dünyası deprem gibi travmaların ardından çalışanlarına yönelik iyileştirici hamleleri bir an önce yapmalıdır.

Bu konuda atılması gereken 5 kritik adımı sizin için bir araya getirdik.

1. Çalışanların en temel ihtiyacı olan güvenliği sağlayın ve önlem alın

Deprem sonrası planlamada öncelik verilmesi gereken en önemli konu güvenliktir. Çünkü afetlerde insanlar bir süre güvenlik duygularını kaybedebilirler. İstanbul gibi deprem kuşağında yaşayan çalışanların zihinlerinde, her an depremle karşı karşıya kalma ve sevdiklerini kaybetme senaryoları belirmeye başlar.

Çalışanların hem yaşadıkları hem de çalıştıkları ortamın depreme karşı dayanıklı olması kendilerini güvende hissetmeleri açısından büyük önem taşır. Güvenlik hissi en temel ihtiyaçlardandır ve çalışan verimini belirleyen en temel parametrelerdendir. Organizasyonların deprem sonrasında mesaide bulunulan binaların depreme dayanıklılığının titizlikle kontrol edilmesi, ofislerde camların filmle kaplanması, dolapların duvara monte edilmesi gibi basit önlemlerin alınması, depremle ilgili eğitimlerin tamamlanması ve ofis içi tatbikatların yapılması güvenlik hissinin güçlenmesine yardımcı olacaktır.

2. Çalışanlarınızdan haberdar olun, onları dinleyin ve anlamaya çalışın

Çalışanlar depremden nasıl etkilendiler, ofis ortamında onları korkutan bir durum var mı, ne gibi duygular yaşıyorlar, özel hayatlarında deprem sonrası oluşan stres etkenleri var mı, bunlarla başa çıkmak için neler yapıyorlar, ne gibi desteğe ihtiyaç duyuyorlar bilinmesi gerekir. Onlardan ve yaşadıklarından haberdar olmak, onları dinlemek ve anlamaya çalışmak, onlara kendilerini rahatça ifade edecekleri bir ortam yaratmak onların ihtiyaçlarını karşılamada atılacak en önemli adımdır. Bu adımın akabinde onlara “Her türlü ihtiyacınızı bizimle paylaşın, biz bunların her birini karşılamak için hazırız. Bizim için öncelik sizin mutlu ve huzurlu olmanızdır. Bizlere neyi, nasıl, neden yaşadığınızı çekinmeden anlatın, sizi anlamamıza yardımcı olun. Biz de bütün ihtiyaçlarınızı karşılamak için seferber olalım.” mesajını verin.

3. Çalışanlar için bir ruhsal güvenlik kalkanı oluşturun

Afetlerden sonra insanlar kendilerini yalnız ve desteksiz hissedebilirler. Bu süreçte üst düzey yöneticilerin çalışanlarıyla sıkça bir araya gelmesi, iletişimi alabildiğince artırması, onlarla serinkanlı, saygılı, destekleyici ve güven verici sohbetler yapmaları çalışanlar için büyük ve güçlü bir “ruhsal güvenlik kalkanı” oluşmasına yardımcı olacaktır.  “Yalnız değilsin, buradayız ve senin yanındayız” gibi cümlelerin belki de en etkili olduğu nokta burasıdır. Travmalardan sonra çalışanlarınıza göstereceğiniz şefkat ve merhamet onların iyileşmesi için en etkili ilaç olacaktır.

4. Çalışanların travma sonrası dayanıklılığı artırmak için ekip ruhunu güçlendirin

Travmatik olaylardan sonra her insan travmatize olmaz. Duygusal ve ruhsal zekâsı güçlü, disiplinli, kararlı ve tutarlı tabiatta, yeterince destekleyici bir aile ve sosyal çevreye sahip, duygusal çeviklikleri, esneklikleri ve maneviyatı yüksek kişiler travmatik olaylardan sonra psikolojik olarak büyürler. İş ortamındaki dayanışma travmadan iyileşmeye büyük katkı sunar. Bu dönemde ekip ruhunu güçlendiren ve ruhsal dayanıklılığı artıran eğitimler planlanmalıdır.

5. Afet sonrası bazı çalışanları bekleyen olası psikiyatrik ve psikolojik sorunları bilin ve gerekli psikolojik destek programlarını devreye sokun

Depremden sonraki ilk günlerde travmaya verilen tepkilerin hangilerinin doğal hangilerinin bir ruhsal soruna işaret ettiğini bilmek çok önemlidir. Bunun için bilgilendirici ve bilinçlendirici webinarlar planlanmalı, uzman kişilerden istifade edilmeli, gerektiğinde çalışanlar bir psikolojik taramadan geçirilmelidir.

Bu etkinlikler olası ruhsal sorunların gelişmesini önlemede ve gerekli müdahalelerin gecikmeden devreye sokulmasında kritik bir işleve sahiptir. Depremin ardından çalışanlarda görülen korku, kaygı, endişe, maruz kalınan deprem görüntülerinin istenmeden zihne gelmesi, olayın yeniden yaşanıyor gibi olması, kâbus, uyuyamama, şaşkınlık, konsantre olamama, dalgınlık, çarpıntı, nefes darlığı, aşırı kasılma gibi belirtiler, doğal bir savaş ya da kaç tepkisidir. Buna Akut Stres Reaksiyonu adı verilir. Bu durum çoğu zaman bir ay içinde hafifleyerek kaybolur. Ancak bazı kişilerde azalma olmaz ve Travma Sonrası Stres Bozukluğu gelişir. Bu kişiler depresyon, panik bozukluğu, bağımlılık gibi ruhsal bozukluklara adaydırlar. Bu çalışanlar için gerekli psikiyatrik desteğin yanı sıra bireysel ya da grup şeklinde travma odaklı Bilişsel Davranışçı Terapi ve EMDR Terapisi gibi psikolojik destek çalışmalarının planlanması gerekir. Ayrıca ileride etkilenmiş olabilecek çalışanların belirlenip destek programına alınması için düzenli taramaların yapılması gerekir.



Bültenimize Abone Olun

0 (212) 236 50 20
© Great Place To Work® Institute Türkiye. Tüm hakları saklıdır
made with by CIC